AN 3 (son)

Günışığı odasına usulca girerken yavaşça gözlerini araladı. Bedenini kaldırmak istemiyor artık ne olduğunu kavramıştı. Zihni ona oyun oynuyordu ya da bu yaşadığı gerçekti. İki seçenek arasında gidip geliyor, gerçekliğin farkındalığı onu korkutuyordu. Bedenini acele etmeden gerdi ve hareket etmeye çalıştı. Yataktan doğrulduğu gibi eli tokasına gitti, parmakları tokayı kavradığında saçları omuzlarına dökülüverdi. Artık anladığı bir şey  varsa bedeni ondan komut almadan hareket ettiğiydi, kendini durdurmak istiyor , engel olamıyordu. Nasıl bir şeyin içine düştüm ben diye geçirdi zihninden. Neyse ki düşüncelerimi kontrol edebiliyorum dedi kendi kendine. Onu da benden alamazsın ya! Diye sitem etti usulca. Beyaz tişörtünü giymeye başladığında biraz sonra yaşanacakları biliyordu. Ne yapabilirim diye etrafa göz gezdirdi, çok az zamanı olduğunu biliyordu.  Bacakları özgürlüğünü ilan etmişti artık, kapıya doğru ilerlerken bir önceki gece bıraktığı meyve tabağına rastladı. Her zaman dağınık bir kız olmuştu, şimdi bu özelliğin işe yarama vakti diye geçirdi içinden. Eli kapının koluna gitmeden alıverdi meyve bıçağını aniden. Biraz sonra yapacağı şey işe yaramazsa bu anın içinde sonsuza kadar sıkışıp kalacağını , aynı çirkin yüzü son nefesini verene dek göreceğini biliyordu. Merdivenden inerken işe yaraması için tanrıya dua etti o kısa vaktinde. Bu kabusun sebebini artık biliyordu,  anda kalmayı tüm kalbiyle dilemişti. Ve işte anın içinde sıkışıp kalmıştı. Böyle bir anda sıkışıp kalabileceğimi nerden bilebilirim diye geçirdi zihninden. Kapıdan çıktığı an kalabalıkla yüz yüze geldi, bu kalabalığı ilk gördüğündeki gibi vücudunu bir ürperme aldı. Yavaşça zihnini toplamak için silkelendi ve adımlarının onu götürdüğü yere doğru yola koyuldu. Eli dikkatlice çantanın kulpunu kavradı ve açtı. Demir meyve bıçağının soğukluğu ile ürperdi. Şimdi korkmanın zamanı değil diye hatırlattı kendine. Ya bir şansı vardı ya da asla o şans var olmamıştı. 

Kalabalık arasında nasıl ilerleyeceğini öğrenmişti, artık kimin geleceğini biliyordu. Çantasını birinin tuttuğunu hisseder gibi olduğunda çantayı bilinçlice kendine çekti. Evet işte geliyordu o an . Bedeni ona itaat etmiyordu belki ama bütün iradesiyle ‘’bunu yapacağım’’ dedi içinden.  Adımları hızlanmaya başladığı an anımsadı birkaç saniye içinde ne olacağını.  Omzuna aniden biri çarptığında bedenini serbestçe düşmek için yere bıraktı.  Bakışlarını ona çarpan bedene çevirdiğinde yüzü onu ilk gördüğü zamanki gibi korkunç bir hal aldı. Eli bıçağı sıkıca kavradı ve karşısındaki bedene  olanca gücüyle sapladı keskin bıçağını. Bıçağın bedene giriş anında elinde oluşan o sıcaklık hissi bedenini ürpertse de bıçaktan elini çekmedi. Gidebildiği kadar derine itti elini , bıçağı orada bırakıp elini kanlı bedenden kurtardı. Gözleri yuvarlarından çıkacakmış gibi eski kocası karşısında hayretler içerisinde ona bakıyordu. Bedenine saplanan bıçağı tutarak kan dolu gövdesiyle yere yığıldı. Derin derin nefesler alıyor zihnini açık tutmaya çalışıyordu genç kadın, görüşü bulanıklaşmaya başladığında yavaşça ürperti aldı bedenini. Birden ortalık bembeyaz kesildi.

Günışığı odasına usulca girerken araladı gözlerini. Aniden bedenini yataktan kaldırdı ve işe yarayıp yaramadığına bakmak için ayağa kalktı. Eli beyaz tişörte gittiğinde tekrar korku kapladı içini. Derin nefesler almaya devam eden genç kadın sakinleşmeye çalıştı. İşe yarayıp yaramadığını anlamanın tek bir yolu vardı, sokağa çıkmak! Merdivenden atlaya atlaya indiğinde binanın önündeki kalabalığa küfretti. Kalabalığın arasına girmek için adım attığında etrafa göz gezdirmek geldi birden aklına. Aynı insanlar yoktu, garip yürüyüşlü sarışın kadın,  köşede simit satan küçük çocuk yoktu. İşte  özgürüm diye geçirdi içinden. Artık çok iyi anladığı bir şey vardı ‘’ hayatta isteklerimizi  söylerken ve niyetlerimizi dilerken sonuçlarını da düşünerek hareket etmekti’’.  Dudaklarından usulca tek kelime döküldü ; ÖZGÜRÜM!

 

                                                             SON

                                                                   

Yorum Gönder

27 Yorumlar

  1. günışığı ve kalabalıkla ilgili bir sıkıntıyı üzerinden atan bir bayanın yaşadıklarını okuduk ve sonunda özgür olduğunu sölemiş..🙂 "hayatta isteklerimizi söylerken ve niyetlerimizi dilerken sonuçlarını da düşünerek hareket etmek" beğendim,güzel bir bitiş..😊

    YanıtlaSil
  2. Henüz okumadım ama anladığım kadarıyla bi seri bu? 1.sinden başlayıp okuyacağım sonra yine yorumlarım *-*

    YanıtlaSil
  3. Fantastik bir kurgulama ve heyecan verici. Son bölümüne rastlamışım ama mutlu son:) Yeni öykülerinizde buluşmak üzere...

    YanıtlaSil
  4. İlginç bir öyküye benziyor. Diliniz akıcı, üslubunuz güzel...başından okursam biraz daha toparlayabilirim konuyu...emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  5. Farklı bir yazma stilin var Arsel, sıradışı. Beğeniyorum. Okuyucuyu da biraz kaliteli okuma yapmaya sevk ediyor, düşündürüyor. Güzel bitti serin. Emeğine sağlık. Keşke kadınlarımız hak ettikleri, kendi sınırlarını kendilerinin belirledikleri bir özgürlük alanına sahip olabilseler. Sevgiyle kal...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu güzel yoruma çok teşekkür ederim ☺️ Öyle bir dünya bir gün var olacak, buna inanmaya devam edelim🌎

      Sil
  6. Çok güzel devamı gelir umarım 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu öykünün son bölümüydü :) yeni öykülerde görüşmek üzere :)

      Sil
  7. Çok yakışan bir son olmuş, emeğine sağlık :)

    YanıtlaSil
  8. Bu güzel yoruma çok teşekkür ederim ☺️

    YanıtlaSil
  9. çok akıcı anlatımın çok sevdim sonu da çarpıcı olmuş :)

    YanıtlaSil
  10. Güzel bir final oldu çok sevdim kalemine sağlık :)
    Daha nice öykülerini bekliyoruz :)

    YanıtlaSil
  11. hımmmm değişik gizemli öyküydü sosyal içerik de vardııı, özgürlük güzel tabii yani mutlu bitti sanki biraz da paralel evren vardı yaa, hani hep aynı anı yaşamak gibi, zamanda gidip gelmeli gibii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet öyleydi deep ☺️ Teşekkür ederim❤️

      Sil
  12. Ne güzel bitmiş hikaye. Özgürlük güzel şey :))

    YanıtlaSil
  13. İlginç ve bir o kadar da anlamlı bir tefrika...

    İki tane çıkarım yaptım:
    1) Yaşadıklarımız, elde ettiklerimiz; onu dileyişimizin gücüne bağlı.
    2) Dileyişimizin gücüyle yaşadıklarımızdan, elde ettiklerimizden dolayı sorumluyuz.

    Blog yolculuğunuzda ve sanat hayatınızda azim ve başarı temenni ediyorum. Selâmlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. anlatmak istediğimi tam olarak anlamışsınız :). teşekkür ederim

      Sil