Yaprağın büyüsü (son)


Vapur limana yanaştığı vakit hava kararmaya ve soğumaya başlamıştı. Ali, sırt çantasıyla insan kalabalığı arasında ezilmeden , iteklenmeden geçmeye çalışıyordu. Her gün aynı yolu gitmekten yorulan bedeni , önündeki kalabalığı aşamayacağını anladığında durdu ve arkasındaki demire bütün ağırlığını vererek beklemeye başladı. Ali , zayıf bir çocuktu. Herkesin sahip olmak için çabaladığı kasları ve kilosu yoktu. İnce uzun bedeni ona yetiyordu, halinden memnundu kendince. Denizci ali, derlerdi ona, denizde vakit geçirmeyi, balık tutmayı ve sadece bakmayı bile çok severdi.  Yorgun biten bir günün ardından adımlarını sayarak evine dönüyor, baygın gözleriyle etrafı süzüyordu. Kalabalık dağılıp vapurdan indiği vakit , vücudu daha çok üşüdü. Montunu çekiştirerek bedenini ısıtmaya çalıştı. Yavaş ama aceleci adımlarla kalabalığa karıştı. En sevdiği şeylerden biriydi, insanların arasında kaybolmak. Kalabalık ona güç veriyordu , kimsenin onu tanımadığı yerlerde kendini iyi hissediyordu, anlamlandıramadığı bir güç doluyordu içine. İnsan yığını onu bir yandan iyi bir yandan kötü hissettiriyordu. Kendi içinde çelişen bir adamdı ali , sadeliğiyle gözümüzü dolduran biri gibi. Evine geldiğinde ,sırt çantasını kapının yanına bırakıp odasına yöneldi. Yorgunluktan ölen bedeni alarm veriyordu, ruhu da kurtar beni diye bağırıyordu odanın  diğer köşesinden. İkisinin dengesini nasıl kuracağını bir türlü beceremeyen bu genç adamla beraberiz soğuk Cuma akşamında. İçinde  uzun zamandır anlamlandıramadığı bir sıkıntı vardı. Hayatındaki kadından memnundu, onunla beraber geçirdiği zamandan da keyif alıyordu, aile ilişkileri de yeterince iyiydi, maddi durumu da aliye yetiyordu, fazlasını istemiyordu. Ancak bir şey eksikti ; kendinden memnun değildi. Kendini sevemiyordu ali, bedeniyle, ruhuyla barışık değildi. Çocukluğundan beri ona söylenen ‘’işe yaramaz’’ etiketini çevresini değiştirerek yok etmişti ancak kendi içinde o düşünce tohumunu  öldürememişti. Bu öyle bir düşüncedir ki zihninin köşesine yapışır ve sen kendini ispatlayana kadar oradan ayrılmaz. İnatçı kanserli bir kitle gibi yerinden ayrılmıyordu. Geçmek bilmeyen içindeki sıkıntıya dair somut bir örnek verseydi  bütün parçaları tamamlanan ama bir parçası kayıp olan yapboz tablosu derdi. O kayıp parça bulunmadan asla tamamlanamayacak bir tabloydu ali de. Kendini işe yaramaz hissetmesinin temelinde  bir kadın yatıyordu, geçmişine dair bir kadın. 


Çocukluk yıllarından kalma, şimdilerde ona yabancı olan biri. Genç adam aniden karar verdi ve adresini çat pat bildiği kadının evine gitmek için yola koyuldu.  Ailesiyle oturduğu mahalleye girdiğinde geçmişindeki anılar gözünde canlanıverdi, eski düşüncelerini kafasından def edip yoluna koyuldu. Anımsadığı adrese geldiğinde , elleri titreyerek zili çaldı. İşte karşısındaydı, çok önceden beri yapması gerekeni yapacak ve geçmişiyle yüzleşecekti. İlk seferinde çalan zilin duyulmadığını düşünerek zili birkaç defa tekrar çaldı, tekrar çaldı ve tekrar. Kapının açılmayacağını anladığında içini tekrar sıkıntı kapladı, bunca yıldır içinde süren o sıkıntı devam edecekti. Vazgeçmiş bir şekilde arkasını dönüp yürümeye devam ederken eski ilk okul arkadaşına rastladı, akşamın geç saatlerinde olacak iş değildi bu. Bu eski arkadaşa rastlamasıyla biraz sohbet etmeye başladılar. Ali ,buraya gelme sebebinin ismi gerekmeyen kadını aradığını söyledi ve aldığı cevapla şoka uğradı. O kadın intihar etmişti, sebebi bilinmeyen bir şekilde ölüler diyarına gitmişti.  Kadının  intihar etmesine ve ölmesine üzülmüştü evet ama en çok da kendine üzülmüştü. Artık uzun yıllardır içinde sürüp giden bu sıkıntının çözümü de yok olmuştu. O an da bir karar verdi ve boğaza gitti. Delice olan bu fikri kafasından yollamaya çalışmadı, bu fikri sevmişti. Acısı bitecekti. Gözlerini kapadı ve bedenini boşluğa bıraktı.

 Yağmurun altında yağmura aldırmadan  cep telefonumun ekranına   dikkatlice bakıyorum  , Ali’nin intihar haberini okuduğuma inanmak istemiyorum, miyop gözlerimin bana bir oyunu olduğunu düşünmek istiyorum ve haberi tekrar tekrar okuyorum. Elim bana aldığı yaprak motifli kolyeye  gidiyor, onu sıkıca tutuyorum. Sebebi bilinmeyen bir şekilde ölen sevgilimin haberine ve ona dair son bilgiye bakarak gözlerimi kapatıyorum.              
                                                            SON                                                     
İki farklı şehirde ilişkilerini devam ettiren bir çift ve iki farklı insanın gözünden anlatım.
 Bilinmezliğiyle ölen bir adamın hikayesi.

Yorum Gönder

30 Yorumlar

  1. ya aliyi ne güzel derinlemesine anlattın kanlı canlı gözümde belirdi valla. bişey eksik kalmıştı. gitti ama intihar ha. yarım kaldı ve ölümü seçti. çok hüzünlü. kolye de of iyi son :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deep, beğenmene çok sevindim tarif edemem :) cansın!

      Sil
  2. Bazı şeyleri aştık umursamıyoruz desekte, hep bir kenarda duruyor. şu an bunu haytımda gözlediğim için de belki bu kadar dikkatimi çekti. Hikayeyi beğendim fakat son kısmını biraz daha betimlenebilirdi o duyguyu tam olarak alamadım ben. Tabi siz daha iyibilirsiniz .Kendimce nacizane yorumum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim, eleştirel yorumları her zaman çok severim çünkü insanın kendini geliştirmesini sağlıyor. :)

      Sil
  3. Her iki bölümü de iki kez okudum. İfade tarzınız ve betimlemeleriniz oldukça iyi. Bir iki şey öğrenmek istiyorum sadece. Başkentteki kolyeli kadın ve İstanbul'da intihar eden kadın, her ikisi de intihar eden Ali'nin sevgililerimiymiş? Kadının ve daha sonra Ali'nin intihar etme nedenleri biraz yüzeysel geçildiği için anlamakta zorlandım. Belki de ben algılamayamamış olabilirim olayı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ikisi de alinin sevgilisi. İstanbuldaki kadın geçmişinde kalan, ankaradaki kadın şu an hayatındaki kadın :) ali istanbulda, sevgilisi de ankara da yaşıyor. Çözümsüzlük onu yok etti diyeyim.

      Sil
  4. Ali olayları çözümleyemeden gitti öte diyarlara, bize de hikayeyi yorumlamak düştü :)
    Keşke yüzleşme şansı olsaydı geçmişiyle ya da şimdiki sevgilisiyle konuşabilseydi ..
    Güzeldi sevdim cümlelerini hikayeni 🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim :) bilinmezliklerle bitirip gerisini okuyucunun hayal gücüne bırakmayı seviyorum :)

      Sil
  5. Merhaba Arsel,
    Öykünün ilk bölümünü, olayın kahramanının ağzından okuduk. 2.bölümün sonuna gelene kadar aynı kahraman olduğu farkedilmiyordu. Yazar aktarıyormuş gibi oldu. İki öykünün örgüsü farklı geldi bana, her ne kadar şehir betimlemesini yapsan da.

    Ayrıca ikinci öyküde Ali' yi okurken, hayatının İstanbul' da geçtiğini söylemiştin, şimdiki yaşantısı da Ankara' da idi. Ama İstanbul' da yaşıyor gibi aktarmışsın Ali' yi, eve yorgun gelişi, -ki artık orda yaşamıyorsa ve terk etmişse kimin evine gittiği soru işareti- bir günün sonunda yorulduğuyla ilgili cümlelerin böyle düşündürttü.

    Kendi adıma sanki bu iki öyküyü birbirinin devamı gibi değil de, farklı iki öykü olarak anlatsan daha lezzetli olur diye düşündüm nedense. Çünkü dokuları farklı. Öykünün adı "Yaprağın Büyüsü" ile ilgili en ufak bir detaya sahip olamadık. Bu da bir handikap. Çok özür dilerim bu kadar detay yazdığım için, ancak cidden iyi yazıyorsun, yazmak için harcadığın çabaya inan ben de her satırı detay detay okuyarak hakkını vermek istedim. Şimdiden affımı dilerim. :) Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim öncelikle :) hayatındaki kadın Ankara da kendisi İstanbul da yaşıyor. bilinmezliklerin tadının her zaman daha iyi olduğunu düşünürüm, bu yüzden de bir ali den bir de sevgilisinden birkaç şey anlatmayı seçtim. öykü, roman gibi uzun ve detaylı değildir, kısalığıyla okuyucuya tat verir. sevgiler :)

      Sil
  6. Ali'nin içinde yaşadığı fırtına gerçekten etkiliydi teşekkürler

    YanıtlaSil
  7. Anlaşılan bu hikaye gerçek bir hikaye. Ali'nin sonuna üzüldüm doğrusu. Ancak insanların ruh hallerini bilemeyiz Tabii..

    YanıtlaSil
  8. Çok beğendim, gerçek mi hikaye mi emin olamadım okurken, güzel anlatmışsın, kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  9. Sevmek bazen takıntı oluyor haklısınız
    Allah herkesi sevdiği ile buluştursun
    yoksa zihin hep karışık oluyor

    YanıtlaSil
  10. Ali'nin iki ayrı sevgilisinin olması ve ikisine de farklı şekillerde güçlü hisler beslemesi... ve sonra ölmesi kötü oldu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu hikayenin sonu da böyle bitti :) teşekkür ederim

      Sil
  11. Ali'nin içindeki yaşadıklarını kendimde buldum. Belki her okuyan kişi Ali de kendinden birşeyler bulabilir. Müthiş bir anlatım. Bizlerle paylaştığın için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  12. aslında hikaye güzel, fakat ben de şöyle bir şey fark ettim yapıcı bir eleştiri gibi almanızı dilerim. Kullandığınız zamanlarda bir sıkıntı var sanki, 1 önceki cümlede geçmiş zaman sonrakinde geniş zaman olunca akışta kopma olabiliyor. Ama olacak böyle böyle gelişecek...

    YanıtlaSil
  13. Aliyi çok güzel anlattınız. Sonu hüzünlü olsa da güzel bir hikaye idi. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  14. Güzel anlatım, hikaye sürükledi. Ali' nin yaşadıklarını hissettik, hüzünlü son ile hüzülendik. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  15. Güzel anlatımdı ,bende facebook sayfamızda paylaştım herkes okumalı bence 🎈🎀
    https://www.facebook.com/kaliteliyasaminyeri/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim :)) desteğin için de ayrıca teşekkür ediyorum ♥

      Sil