Portre


Yükseklerden uçan anka kuşunun umutsuzca yere bakması gibi  kayalara çarpan dalgalara göz gezdiriyorum gecenin karanlığında. Ay ışığı yüzüme gölge düşürürken derin nefesler gecenin sessizliği ile ritim tutuyor, dalga seslerini yavaş yavaş  kulağıma üflüyordu . Aşağı bakmaktan kendimi bir türlü alamıyorum, rüzgar yüzüme tazeliğiyle ve sertliğiyle vururken aniden ürperiyorum. Gecenin bir yarısı olduğunu ve burada uzun zamandır oturduğumu unutmamış gibi izlemeye devam ediyorum. Gecenin belli bir saatinden sonra zamanın kendine göre  akışı , ilerleyişi ve tamamlanışı vardır. Kimine göre hızlı kimine göre yavaş olan  bu an içerisinde önemli olan histir. Hisler bizi zamandan koparır, akışı hızlandırır ya da yavaşlatır. İşte tam bunlar zihnimden geçerken neden burada olduğuma ve uçurumun kenarında oturduğumu size anlatayım. Çok uzun ve abartılı bir hikaye beklemeyin benden. Hayatını herkes gibi yaşayan , düzenli işine giden, resim kursuna yeni başlamış bir kızım. Bütün bir gece sert rüzgarlarla ve dalgaların kayalara çarpma sesinden başka bir şey duymadığım şu anda bunları yazmaya başlıyorum.


Hayatımın monoton gitmesinden sıkıldığım ve bir farklılık yapmayı istediğim dönemlerden birindeydim tekrardan. Önceden de gelen bu ‘’değişim’’ dalgasını tanıyordum. Barista kursu, gitar kursu, adlarını telaffuz edemeyeceğim yemeklerin kursları derken oradan oraya savrulan bir beden ve yorgun bir ruh kaldı geriye. Daha ne yapabilirim diye düşündüğüm bir günde çocukluk fotoğraflarımı bulmamla başladı hikayem. Her yere resim yapan ve yorulmadan çizen küçük bir çocuktum. Geçmişte yaptıysam şimdi neden yapamayayım deyip kurs arayışlarına başlamıştım. Kendime uygun bir yer bulup gitmeye başladığımdan beri kendimi eskisine göre daha iyi ve umutlu hissediyordum. Çizmenin bana iyi geldiğini , zihnimden geçenlerin sorgulanmadan kağıda aktartılması bana büyülü geliyordu. Zihninde bir motif beliriyor, yavaşça ama heyecanlı kalem vuruşlarıyla zihnimdekini kağıda aktarıyordum. Kimine göre çöp bir parça bana göre nadide bir eşyaydı. Bir gün kendimi bir uçurumun tepesinde oturmuş aşağı bakan , dalgaları izleyen tepkisiz yüz hatlarına sahip bir kızı çizerken buldum. Saçları rüzgarda dalgalanan kumral saçlı, iri gözlü kadının ben olduğumu çok sonra anlayacaktım. Bana bu çizimi yaptıran neydi o an bilememiştim ama şimdi anlıyorum. Aniden bastıran buhranlı  ruh haliyle yapılan çizim gözümde devleşti adeta. Tuvalden yavaşça çıkıp bana el salladı sonra da buruk bir gülümsemeyle gözümün önünden kayboldu .Neydi bu ? kendini aramaya çıkan bir kızın arayış hikayesinin sembolü müydü?
Günden güne yaptığım portre güzelleşiyor, zamanla yaptığım dokunuşlarla bambaşka ruh haline giriyordu. Bir gün musmutlu bir kızken diğer gün çökkün oluveriyordu. Bana gülümsediğini sanarken ağlıyordu da. Odanın içi karanlık gözüm karanlığa alışıyorken birden parlıyordu portre. Kendimi tamamlanmamış, eksik bir parçam dünyanın bilmediğim ve asla bilemeyeceğim bir yerindeymiş gibi hissediyordum. Nefesim bazen daralıyor , bulamayacağım düşüncesi beni deli ediyordu. Bu zamana kadar hayatımın çok iyi olduğunu herkese inandırmıştım. Onunla tanışana ve yaptığı portreyi görene dek.
                                                                                                                                                 27/01/2020

Yorum Gönder

36 Yorumlar

  1. hımm resim çiziyor musunuz halen,görmek isteriz..😊

    YanıtlaSil
  2. "Bana gülümsediğini sanarken ağlıyordu "
    Arayışı olan ve bu arayışı devam eden bir insanın bir portre aracılığı ile kendini keşfetmesi belki de ve kendini çözümlemesi,tüm gel gitlerini analiz etmesi..
    Çok beğendim vallahi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu güzel ve içten yoruma çok teşekkür ederim :))

      Sil
  3. Yazı ve resmin gizemli bir şekilde bütünleştiği etkileyici bir paylaşım olmuş. Yüreğine sağlık 🌷🤚

    YanıtlaSil
  4. güzel bir başlangıç ilgi çekici bir hale evrilebilir...

    YanıtlaSil
  5. Çok beğendim. Dalgaların kayalıklara çarptıkça bıraktıkları izler gibi belki de ruhumuz da her duygusunu tuvale yansıtmıştır. :).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. güzel enerjinle yaptığın yoruma ben teşekkür ederim :)

      Sil
  6. yazılar ve gizemli resimler... çok merak ettim

    YanıtlaSil
  7. Ressamın özgürlüğü resmin çizgilerinde gizlidir.
    Resim çizmek insanın ruhunu dinlendirir. Başarılar dilerim

    YanıtlaSil
  8. Yanıtlar
    1. o da bir sonraki bölümde yayımlanacak deep :D

      Sil
  9. yaa bu harika bir başlangıç bence devam edin. resimle uymuş cidden. merak ettim :) böyle karışık ruhlu karakterleri severim bana benzetirim bazı şeyleri. kendimi bulduğumdan hoşuma gidiyor sanırım.

    YanıtlaSil
  10. Benzer bir keşfi 40'larıma doğru yapmış ama fizikten artık mümkün olmadığı için mutluluk fırsatını kaçırdığını düşünmüştüm. İnsan çocukluğunda neleri yaparken mutlu olduğunu iyi analiz etmeli bence. Güzel bir yazıydı okurken keyif aldım. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  11. İnsan zaman zaman boşluğa düşüyor, bu dönemlerde sarıldıklarımız genelde geçici heveslerle son buluyor.

    YanıtlaSil
  12. Güzel bir anlatım olmuş. Kendi hayatınızdan yola çıktığınız için de etkileyici...

    YanıtlaSil
  13. İçinizdekş hazineyi tekrar kesfetmişsiniz bu yazıları resime döktüğünüzü düşünsenize muazzam olur.Hemen çok güzel olacağını beklemeyin resmi bu bazen haftalar aylar yıllar alır.Ama sürekli çizerek eliniz yatkınlaşır ve istediğiniz sonuca ulaşırsınız.Bende kendi halinde bir Ressamım ama hala profesyonel değilim tabiki :) .Çizimlerinizi ilerleyen zamanlarda paylaşmanız dileğiyle.
    Sevgiler.Aşkla kalın.

    YanıtlaSil
  14. Bilgilendirmeler için çok teşekkür ederim. Uzun zamandır blog aleminden uzak kaldım ve arkadaşlarımın çalışmalarına göz atma imkanım olmadı. Bundan böyle eskiden olduğu gibi aranızda olmayı istiyorum. İyi çalışmalar.

    YanıtlaSil
  15. Kendimize kulak vermeli ve isteklerimizin peşinden gitmeliyiz gerçekten güzel bir yazı olmuş..

    YanıtlaSil
  16. Kendini iyi hissettiğin ne varsa peşini bırakma. Onlar bilhassa bize sunulan doğanın mucizevi reçetesiz ilaçları. Bazen bir tuval önünde, okunduğunda keyif alınacağı garanti olan bir hikayenin son cümlesine gelindiğinde, kimi zaman bir basit bir notanın gitar telindeki muazzam keyif veren tınısında, bazen de kayaları döven dalgaların yüce sahibi bir deniz kıyısında.. Hepsi ama hepsi bizim için hazırlanmış; oraya buraya savrulurken yorgun düşen bedenimiz ve saygıdeğer ruh halimiz için kullanılmaya müsait bonuslar sanki. Bonuslar gelecek aya devir olmuyor, yeri ve zamanı gelmişken bir an evvel kullanmakta fayda var gibi..

    YanıtlaSil