Minik dostlarımız

Küçük dostlarımızı sevelim diye yazıyorum bu sefer de. Konuşamasalar da gözleriyle ne anlatmak istediklerini belli ediyorlar aslında ama anlamak isteyene. Çocukken adlandıramadığım bir şekilde korktuğum köpekleri şimdi fazlasıyla sevmem ve eve almak için ev halkıyla kavgalar etmem ironik aslında. Yok evde beslenmezmiş, bahçede yaşaması gerekirmiş , ıvır zıvır.. 


aslında düşününce de eve aldığımız zaman onu hapsetmiş oluyoruz , gezme saati ve yeri sınırlı oluyor. Kendimle çelişiyorum sürekli bu konu hakkında :) Bizi bir odaya kapatsalar daralırdık, bunalırdık diye empati kurunca da hak veriyorum ev halkına.


Hayvanlarla temas edildiğinde insanı uysallaştırma özelliği var bana kalırsa. Hem o hem siz sakinleşiyorsunuz farkında değilsiniz sadece :) 

 Bir sonraki minik dostlarınızı severken bu söylediğimi düşünün, belki farkına varmanın mutluluğunu yaşarsınız :))

Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. Kesinlikle çok iyi geliyor. Bizim de otoparkımızda bir Paşa' mız var, sabahları onunla ilgilenmek, hele akşam iş dönüşü üzerimdeki tüm negatif enerjiyi alıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevdiğim bu köpeğin adı da paşaydı :)) tesadüf

      Sil
  2. piki piki olur :) iki foto da tatliş :)

    YanıtlaSil
  3. Bütün canlıların gözlerine baktığın zaman aslında bir iletişim kurma olanağına kavuşabiliyorsun; tabii ki ruhun duygulara açıksa ve bu kadar mekanik dünyada hâlâ hislerini kaybetmemişsen. Neşeli sevgilerle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hislerini hala kaybetmemişlerle konuşmak dileğiyle o zaman :)

      Sil